Küresel dünyada; ülkeler ve dolayısıyla dillerle olan ilişkimiz artmaktadır. Bu sayede çeviriye duyulan ilgi de gün geçtikçe artmaktadır. Bu ilgi çevirmenliği günümüzün popüler mesleklerinden biri haline getirmiştir. Çeviri gün içinde sürekli karşımıza çıkmakla birlikte bir ihtiyaç haline gelmiştir. Eskiden beri çeviri ihtiyaç duyulan bir araç halini almıştır. Kültürler arasındaki arabuluculuğu yapmış ve dünyanın her yerinde her alanda yaşanan gelişmelerin aktarılmasında da önemli bir rol oynamıştır. Aslında bir anlamda insan yaşamının uygarlaşmasında anahtar görevi görmüştür. Peki geçmişten günümüze kadar neredeyse her alanda karşımıza çıkan çeviri ihtiyacı nasıl doğmuştur? Çeviriyi mümkün kılan farklı diller nasıl ortaya çıkmıştır? Çeviri nasıl köprü vazifesi görmeye başlamıştır?
Bu soruların cevabını merak ediyorsak her çevirmenin mutlaka bildiği ya da çevirmen olmak isteyenlerin mutlaka bilmesi gerektiği bir efsaneden bahsetmek istiyoruz. ‘’Olmasaydı çeviri büroları, çevirmenlik mesleği, kısacası çeviri olmazdı.’’ dedirten bir efsane. ‘’Babil Kulesi’’ efsanesi…
Babil Kulesi Tanrı’ya ulaşmak için 5.000 yıl kadar önce inşa edilen bir kuledir ve Sümerliler bu kuleyi Tanrı Marduk (günümüzde kuyruklu yıldız olarak bilinen Marduk) adına inşa etmişlerdir. Babil Kulesi, dünyanın yedi harikasından biri sayılan ve Sümerliler tarafından inşa edilen Babil’in Asma Bahçeleri içinde bulunmaktadır. 7 katlı bir bina olarak inşa edilen bu kulenin tarihte pek çok kez yıkıldığı ve yeniden yapıldığı söylenmektedir.
Efsaneye göre, insanlar Tanrı’ya ulaşmak amacıyla göklere kadar yükselen bir kule inşa etmeye başlar. Tanrı kendisine ulaşmaya çalışan insanların kendini beğenmişliğine ve kibirli olmalarına kızar ve inşa edilen kuleyi yıkar. İnanışa göre, o dönemde tüm insanlar aynı dili konuşmaktadır. Fakat Tanrı tüm insanların konuştuğu tek dili 72 dile böler. Aynı dili konuşamayan insanlar birbiriyle anlaşamaz, iletişim kuramaz ve kule yeniden yapılamaz. Tanrı onları dünyanın dört bir yanına dağıtır ve kendi kusursuzluğunu, insanın ise kusurluluğunu göstermiş olur… Zamanla aynı dili konuşan insanlar birbirini bulup kendi kurallarını oluşturur. Böylece dünya üzerinde çok sayıda ulus ve bu uluslara ait binlerce dil ortaya çıkar.
Çevirinin doğuşu dünyadaki yüzlerce dilin doğuşunu da açıklayan bu ilginç efsane ile başlar. Çeviri o dönemde ulusların birbirlerinin kültürünü tanımasına ve bilgi alışverişinin sağlanmasına olanak sağlamıştır ve o gün bugündür insanların birbiriyle iletişim kurması ve ilişkilerini geliştirmesi için köprü vazifesi görmeye, günümüzde de insan yaşamının uygarlaşmasında önemli bir rol oynamaya devam etmektedir.