Çevirinin Tarihçesi Hakkında
Çevirinin tarihçesi M.Ö.2500 yılına kadar dayanır. Çeviri kelimesi Latince bir kelime olan ve ‘’taşıma ve karşıya geçirme’’anlamına gelen “translatio” kelimesinden türetilmiştir. Bu nedenle çeviri, metni bir dilden diğerine taşımak veya getirmek anlamına gelir.
Dünyada yapılan ilk çeviri İbranice İncil’in Yunancaya tercümesidir. O tarihlerde, bağımsız olan Yahudiler ana dilleri olan İbranice’yi unutmuşlardır. Dolayısıyla, Yahudilerin işini kolaylaştırmak için, İncil Yunanca’ya tercüme edilir. Çeviriyi yapan toplam yetmiş çevirmen olduğu için bu çeviriye Septuagint adı verilir. Her tercüman çeviri yaparken kendi hücresine hapsedilir. Septuagint, daha sonra Kıpti, Latince, Gürcüce, Ermenice ve diğer birkaç dile tercüme edilir.
Antik Çağda Çeviri
Tercümenin tarihçesi incelendiğinde Orta Doğu’da eski toplumlarda, çeviri hizmetinin yaygın bir fenomen olduğu görülür. Tarih boyunca, eski krallıklar tarafından geliştirilen ve insanların birbirleriyle iletişim kurmasını kısıtlayan sayısız dil vardır. Bu nedenle, çeviri hizmetleri eski insanlar için her amaca hizmet etmiştir. M. Ö. 2500 civarında insanlar, Eblaite ve Sümer gibi tarih öncesi Sami dillerindeki sembollerin şifresini çözmek için kil tabletler kullanmışlardır.
Rosetta Taşı ve Çeviri
Napolyon’un ordusu 1799 yılında Eblaite, Sümer ve diğer bazı dillerden hiyeroglifleri kazımak için kullanılan Rosetta taşı olarak bilinen bir taş levha keşfeder. Günümüzde Rosetta taşının ortaya çıkarılması, bilim insanlarına Mısır hiyerogliflerini öğrenme ve açıklama fırsatı vermiştir. Rosetta taşı üzerinde çalışan birkaç ünlü eski çevirmen vardır. Bu kişilerden birisi de Fransız bir bilim adamı olan Jean-Francois Champollion’dur. Yazılı metni Demotik senaryo, Antik Yunan ve Mısır Hiyeroglifleri olarak üç farklı senaryoya çevirmede başarılı olmuştur. Buna ek olarak her hiyeroglifin alfabe olmadığını ve bazı sembollerin önceki isimlerin ve fikirlerin gerçek temsilleri olduğunu kanıtlamıştır. O tarihlerde bir tercümanın rolünü tartışmak söz konusu olduğunda, kültürel farklılıklar arasındaki boşluğu doldurmayı amaçlayan türden bir meslek olduğu kabul edilmiştir. 2. yüzyılda Romalı bir oyun yazarı Terence, Yunan komedilerini Roma diline çevirmiştir. Bu dönemler Jerome’un “duyu için duyu” terimini ürettiği zamandır. Terence İncil’i Latince’ye çevirirken, bir çevirmenin sadece “kelimeden kelimeye” değil, “anlam için anlam ” ı da çevirmesi gerektiğini söylemiştir.
Orta Çağ Zamanında Çeviri
Çevirinin tarihçesi için orta çağ tarihi incelendiğinde Batı dünyasının Latince öğrenmeye başladığı görülür. Latince nüfusun yarısı için yeni bir dildir ve insanların her şeyi sorunsuz bir şekilde anlayabilmeleri için Latince’den farklı dillere bazı çeviriler yapılmıştır. 9. yüzyılda, Boethius’un The Consolation of Philosopy ve Bede’nin Ecclesiastical History gibi iki büyük İngilizce eserinin çevirisinin, insanların olgunlaşmamış İngilizce nesillerini geliştirmelerine yardımcı olduğu söylenir. Bu iki çeviri, İngiltere’deki Kind of Wessex Büyük Alfred tarafından onaylanmıştır. Daha sonra 12. yüzyıl ve 13. yüzyılda, Avrupalı bilim adamları sık sık seyahat etmişler. Bu seyahatlerin sonucunda büyük dini, bilimsel, tıbbi ve felsefi eserleri Yunanca, İbranice ve Arapça dillerinden Kastilya ve Latin dillerine çevirmek için İspanya’nın Toledo kentine yerleşmişlerdir. Bilim adamları çeviri için yüksek miktarda para almışlardır. Bilim adamlarının buluşma noktası genellikle Escuela de Traductores de Toledo olarak bilinen Toledo Çevirmenler Okulu olmuştur.
Roger Bacon ve Çeviri
- yüzyılda Roger Bacon isimli bir İngiliz bilim adamı; bir çevirmenin bir dili bilmesinin yanı sıra, yeterli çeviri sonuçları elde etmek için hem kaynak hem de hedef dil hakkında sistematik bir bilgiye sahip olması gerektiği gerçeğini ortaya çıkarmıştır. Bacon’a göre bir çevirmen çeviri çalışmaları konusunda yeterince disiplinli olmalıdır. Ortaçağ döneminde yapılan en büyük çeviri, 14.yüzyılda Geoffrey Chaucer tarafından yapılmıştır. Chaucer Boethius’un Latince eserini ve Fransızca yazılmış Roman De La Rose’u İngilizce’ye çevirmiştir. Bunun yanı sıra Chaucer, İtalyan hümanist Giovanni Boccaccio’nun bazı eserlerini İngilizce’ye tercüme etmiştir. O zamanlar İtalyanca ve Latince, İngilizce’den daha popüler olan iki dildir. Orta Çağ döneminin en başarılı dini çevirisi, İncil’i Latinceden İngilizceye çeviren John Wycliffe tarafından yapılmıştır. Ardından Yunanca bilen Arap tercümanlar, bilimsel ve felsefi eserleri Arapçaya çevirmişlerdir. Orta Çağ döneminde tercüme edilen Arapça eserler, daha sonra başta İspanya okullarında olmak üzere Latince’ye tercüme edilmiştir. Arapça ve Yunancadan Latinceye tercüme edilen eserlerin sayesinde Rönesans pekiştirilmiştir.
Modern Tarih Dönemlerinde Tercümenin Tarihçesi
Modern çağlara gelindiğinde, çeviri ve çevirmenlere olan ihtiyaç artmaya devam etmiştir. Tarih boyunca, çevirmenler edebiyat çalışmalarını manuel olarak uyarlamayı başarmışlardır. Bununla birlikte 1950‘lerin başlarına gelindiğinde, çeviri çalışmaları hızlanmıştır. Bu dönemler çevirinin oldukça zahmetli ve yoğun bir çalışma haline geldiği zamanlardır. Bu nedenle, mühendisler çeviriyi otomatik hale getirmek için çalışmaya başlamışlardır. Mühendislerin çabaları 1954’te gerçeğe dönüşmüştür. 1954 yılı Georgetown-IBM deneyinin gerçekleştiği yıllardır. Deney, makine çevirisinin en güçlü gösterilerinden biri olmuştur. Bu metodoloji, bir dakika içinde Rusça’dan İngilizce’ye yaklaşık 60 cümle çevirisini tamamlamıştır. Bununla birlikte, makine çevirisinin istatistiksel modellerine olan gerçek ilgi 1980’lerde artmıştır.
Makine Tercümeleri
Tercüme tarihçesi, 80’li yıllardan itibaren makine tercümesinin yaygınlaşmaya başladığını gösterir. Fakat makine çevirisi insan tercümanın yerini alacak kadar yetkin değildir. Bu nedenle bilim insanları, çeviri sürecini kolaylaştıracak ancak insan tercümanların yerini almayacak araçlar geliştirmeye odaklanmıştır.
90’lı yıllardan itibaren internetin yayılması ve küreselleşme döneminin başlaması, makine çevirisini çok olumlu bir şekilde etkilemiştir. Bilgisayarların ucuzlamasıyla, gelişen konuşma tanıma yazılımı teknolojisi makine çevirisi endüstrisinin gelişmesini sağlamıştır. 1996 yılında Systran küçük bir metin için ücretsiz çeviriler sunmuştır. Systran’ı izleyen AltaVista Babelfish Company, aynı şekilde ücretsiz çeviri yolunu takip etmiştir. Ücretsiz çeviri sunan AltaVista 1997 yılında her gün 500,00 çeviri talebi almıştır.
Google Çeviri Dönemi
Google’ın 2012 yılında yaptığı duyuru, tüm rekorları kırmıştır. Şirketin duyurusuna göre Google Translate, bir günde yaklaşık 1 milyon tane kitap doldurabilecek kadar çok çeviri yapmaya başlamıştır. Bu, çeviri endüstrisinin yaşayabileceği inanılmaz bir büyümedir. İnsan çevirmenler olmadan dünyayı hayal etmek oldukça imkansız olsa da, makine çevirisiyle çeviri gereksinimlerini yerine getirmenin verimli ve uygun maliyetli bir yolu bulunmuştur.
Sanayi devrimindeki ve ekonomideki hızlı gelişmeyle, çeviriyi daha da hızlı hale getiren yeni makineler tanıtılmıştır. 18.yüzyıl çeviri endüstrisinin iyi bir geleceğe sahip olmasını sağlamasına ek olarak, internet çağı çeviriye gerekli desteği vermiştir.