Film İsimlerini Doğru Çevirmenin Önemi
Bir sene boyunca vizyona yüzlerce film girer ve bazılarının isimleri ise hafızalarımızda filmin konusundan, oyuncularından ve diğer tüm detaylarından daha çok kalır. Çünkü film isimlerinin çevirisi kolay bir iş değildir. Sonuçları bazen şaşırtıcı ve hatta genelde bazıları için eğlenceli bile olabilir.
Film ismilerinin çevirisinden distribütör ve/veya çeviri bürosu sorumludur ve bu açıkça göründüğü kadar basit değildir. Çeviri pratiği her zaman bir uyarlama işi olsa da konu film başlıklarını çevirmeye geldiğinde bu durum biraz daha karmaşık bir hale gelebilir. Bu nedenle, film ismi çevirisi de film tercümesi gibi bir çevirmenin karşılaşabileceği en ilginç dilbilimsel zorluklardan biridir. Açıktır ki, film isimlerinin çevirisi de geleneksel çevirinin zorluklarından muaf değildir. Çünkü bir dil ve o dilin kültürel değerlerinden diğerine geçerken, perspektif doğal olarak değişir.
Üstelik tek zorluk tabii ki bu da değil. Bir filmin başlığının iki saatlik bir filmi özetlemesi ve yoğunlaştırması gerektiği gerçeği var. Seçim genellikle yönetmen ve/veya stüdyo tarafından yapılan uzun ve zorlu bir araştırmanın konusudur. Bu nedenle, çevirmen nüanslar, armoniler, çok anlamlılık örnekleri ve bir dizi başka yaklaşımla uğraşmalıdır. Okuyucu tarafından filmin çevrilmiş başlığını anlamak için bağlamın kullanılamaması daha da zorlaşır. Bu tarz çevirinin zorluklarından biri de budur. Bir filmin ismi anımsatıcı olmalı ve kendi anlamsal değerleri ve çağrışımlarından başka hiçbir referansla çalışmamalıdır. Çevirmen, anlamı desteklemek veya netleştirmek için bağlamsal öğelere başvurmamalıdır.
Film başlıklarının çevirisi sadece ona anlam verme gibi zorlu bir görevi değil, aynı zamanda ritmik (bu durumda, bu edebi çeviriyi ve daha spesifik olarak şiiri) ve ticari kısıtlamaları (pazarlama çevirisini) da kapsar. Örneğin Fransızca’da bir filmin adının dokuz heceyi geçmemesi makbuldür ve çevirmenlerden dokuz heceyle harikalar yaratılması beklenir.
Aslında film ismi çevirisi diyerek yukarıda açıkladığımız bu durum çoğu zaman bir nevi yerelleştirme hali alır. Çünkü amaç birebir film isminin çevrilmesinden çok, o filmin vizyona gireceği ülkedeki seyirciye sosyo-kültürel anlamda hitap edebilecek şekilde yerelleştirilmesidir. Bunun dışında birebir çevirisi yapılan ya da olduğu gibi bırakılan film isimleri de hiç şüphesiz ki vardır.
Örnek Film İsimlerinin Çevirisi
Tüm platformlarda çevirisi en çok eleştirilen filmlerden birkaçı 2004 yapımı Eternal Sunshine of the Spotless Mind (Sil Baştan) ve 1994 yapımı Leon (Sevginin Gücü). Bahsettiğimiz gibi bu filmlerde çevirmenler, sonrasında seyirciden gelen yoğun eleştirilere rağmen, yerelleştirmenin daha doğru olduğunu düşünüp bu seçeneği esas alarak uygulama yapmışlar. Birebir çevirmek yerine konusunu yansıtacak ve ülkemizde ilgi görüleceğini düşündükleri isimler seçmişler. Orijinal isminden birebir çevrilmiş filmlere örnek olarak ise 2002 yapımı Minority Report (Azınlık Raporu) ve 2001 yapımı Lord of the Rings (Yüzüklerin Efendisi) gösterebiliriz. Bazı film isimlerini çevirirken de film isimleri olduğu gibi bırakılmıştır. Örneğin: 2001 yapımı Harry Potter ve 1994 yapımı Forrest Gump gibi film isimleri ise olduğu gibi bırakılanlara örnek oluşturur.
Sonuç
Sonuç olarak, kültürel öğelerin öne çıktığı her çeviride olduğu gibi, film ismi çevirisinde de yerelleştirmenin yeri oldukça büyük ve önemlidir. Yukarıda da belirttiğimiz gibi yerelleştirmenin sınırını tek başına çevirmen çekemez, devreye birlikte çalışılan tüm kurumların ticari ve ekonomik kaygıları, beklentileri de girer. Bu nedenle sonuç olarak ortaya çıkan film ismi çevirisinin eleştirisini tek başına çevirmene yüklemek doğru bir yaklaşım değildir. Günün sonunda çevirmenler sadece çalıştıkları şirketler tarafından kendilerine belirlenmiş parametrelere göre çevirilerini yapıp görevlerini yerine getirmeye çalışmaktadırlar.