Tercümanlar İçin En Zor Çeviriler Nelerdir?
Tercümanlar için en zor olan çeviriler, dile ve yapılış şekline göre değişmektedir. Bir kitabı, bir metni veya bir evrakı çevirmenin dil bilenler için kolay olduğu düşünülür. Aslında gerçek hiç de öyle değil. Dil bilmek, çeviri yapmak için yeterli değildir. Çeviri yaparken dil bilgisi, kültürel ve sosyal kodlar, terminoloji, alan bilgisi, soyut düşünce, duygusal zekâ, çeviri kuralları, çevirmenin algısı ve elektronik cihazlar işin içine girer. Çeviri faaliyetlerinin çok yönlü ve karmaşık bir yapısı vardır. Ancak bazı çeviriler tercümanlar için çok daha zordur.
Tercümanlar İçin En Zoru Simultane Çeviri
Tercümanlar için en zor çeviri simultane çeviridir diyebiliriz. Simultane çeviride, konuşmacının ifadeleri anlık olarak bir kabinin içindeki tercümanlar tarafından hedef dile sözlü olarak çevrilir. Çeviriler, cihaz ve kulaklıklar yardımıyla katılımcılara iletilir. Hedef kitlenin çok uluslu olduğu toplantı, konferans ve panel gibi organizasyonlarda simultane çeviri tercih edilir. Genellikle ticari, diplomatik ve akademik alanlarda yapılan etkinliklerde karşımıza çıkar.
Eşzamanlı Olması
Simultane çeviride eş zamanlılık önemli olduğundan birebir çeviri yapılamaz. Konuşmacının vermek istediği ana mesaj ve duygu iletilmeye çalışılır. Tercümanın hızlı olması gerekir. Ancak simultane çeviri türünde, tercümanın hızlı olmasını engelleyen birçok bariyer vardır. Tercüman bu bariyerleri anlık olarak aşarak çevirisini yapmak zorundadır. Bu bariyerlerden ilki, simultane çeviride yüksek bir konsantrasyona ihtiyaç duyulmasıdır. Tercüman konuşulanları tam olarak anlamaya çalışırken, bir yandan da konuşmacının jest ve mimiklerini gözlemler. Verilmek istenen mesajı tam olarak tespit etmesi için bu gereklidir. Hızlı düşünüp yorumlaması ve çevirmesi gerekir. Yıpratıcı bir süreçtir. Hızın ve zihinsel manevra kabiliyetinin yoğun olarak kullanıldığı bu çeviri türünde, tercümanların uzun süre çeviri yapması mümkün değildir. Mesai saatinin olmaması ve tercüme süresinin uzayabilmesi dikkat dağınıklığına neden olabilir. O yüzden tek tercümanlı simultane çeviri faaliyetlerinde, 40 dakika süre sınırını geçmemek önemlidir.
Konuşmanın Anlık Anlaşılması ve Çevirisi
Simultane çeviride, her şey anlık geliştiği için tercümanın yazılı çevirilerde olduğu gibi araştırma yapma, sözlüğe bakma şansı yoktur. O yüzden dili iyi bilmesi yetmez. Sürprizlere hazırlıklı olmalıdır. Dilin lehçelerini, şivelerini, aksanını çok iyi bilmek zorundadır. Konu seçme gibi bir şansı da yoktur. Bir müzik platformunda politik sorular gelebilir; bunları da çevirmek zorundadır. Simultane tercüman, dili tüm yönleriyle bilmek dışında terminolojiye, geniş ve çeşitli alan bilgisine sahip olmalıdır.
Tercümanların karşılaştığı bir diğer bariyer, konuşmacıların konuşma şeklidir. Hızlı bir konuşma esnasında simultane çeviri yapmak çok zordur. Konuşmacının kelimeleri yutması, farklı bir aksan, lehçe ya da şive ile konuşması tercümanda baskı yaratır. Konuşmacı ve hedef kitle arasında kültür farklılığı varsa, çeviride kullanılacak kelimelerin doğru seçilmesi ekstra önem kazanır. Simultane çeviride anında pratik çözümler üretilmelidir.
Simultane çeviri esnasında kullanılan cihaz ve kulaklarda yaşanacak bir arıza hemen giderilmelidir. Zamana karşı yarışılan simultane çevirilerde, organizasyonun aksamaması için; öncesinde titiz bir planlama ve çalışma yapılması gerekir. Diğer yandan, arıza yaşanması durumda hemen düzeltebilmek için gerekli donanım ve bilgiye sahip olunmalıdır.
Edebi Eserleri Tercüme Etmenin Zorluğu
Edebi eserleri tercüme etmek, tercümanlar için en zor çevirilerde ikinci sıra edebi çevirilerdir çünkü; sadece dilden dile bir aktarım olmadığı için zordur. Her edebi eser kendine özgüdür. İçinde yazarının zihin dünyasını, hayallerini, fikirlerini, kültürel ve sosyal kodlarını, hayata karşı algısını barındırır. Ancak edebi eserlerin nihai hedefi, tüm bunların dışında, anlatmak istediği konunun duygusunu okuyucuya geçirmektir. Birebir çevirinin çok yetersiz kaldığı edebi eser çevirilerinde, yazarın hissettiklerini hissedecek kadar onunla uyumlanabilmek gerekir.
Yazara Uyumluluk
Yazara uyumlanmak düşünüldüğü kadar kolay değildir. Kaynak dildeki bir deyimin, hedef dilde bir karşılığı olmayabilir. Eksik ve eski kelimeler, argo ifadeler, bağlamından kopmuş cümleler, yerel deyişler, yazım ve imla hataları gibi sebepler; çeviri yapmayı gerçekten zor bir hale getirir. Özellikle kendine özgün kültürel değerleri, deyişleri, deyimleri ve atasözleri olan kültürlerden edebi eser çevirileri yapmak çok emek ister. Başarılı bir edebi eser çevirisinde, kaynak dildeki okuyucularla hedef dildeki okuyucular aynı şeyleri hisseder.
Yazarı Anlamak ve Kültürel Farklılıklar
Edebi eser çevirilerinde dili iyi bir şekilde bilmek yeterli değildir. Yazarın kelime aralarında yaptığı imaları, nüansları kaçırmamak ve aktarabilmek gerekir. Özellikle de, edebi eserlerdek, mizah duygusunu hedef dilde hissettirmek çok zordur. Fransızlar Temel fıkrasına gülmeyebilir. Böyle bir durumda, fıkranın ana mesajı tespit edilmeli ve Fransız kültüründe yer alan, onların espri anlayışlarına uygun bir çeviri çalışması yapılmalıdır. Bu da ekstra araştırma yükü demektir.
İnsanlığın ortak hafızası olduğu gibi ulusların birbirinden çok farklı, başkasına anlatıldığında anlaşılmayacak deneyimleri de bulunmaktadır. Özgünlük ve tekillik içeren bu deneyimlerin hedef dile aktarılması, çevirmenler için uğraş gerektirir. Bu gibi durumlarda tercümandan yaratıcı olması beklenir. Yaratıcılığı ise iyi bir sanat ve estetik algısının olmasına bağlıdır.
Edebi eserler içerisinde en zor tercüme, şiir türünde yapılmaktadır. Şiir; mecaz ve soyut düşüncenin zirvesidir, katman katmandır. Her katmanında farklı bir anlam ve duygu barındırır. Bu nedenle genel ahengi ve kafiyesi bozulmadan, şiirin içindeki edebi sanatı olduğu gibi yansıtmak çok zordur. Hem mecaz hem gerçek anlama gelen cümlelerin çevrilmesi, zihinsel yoğunlaşma gerektirir. Ancak bunu yaparken, şiirin vermek istediği duygunun kaybolma riski vardır. Tercüman, duyguyu ve ana mesajı okuyucuya aktarabilmelidir. Özellikle şiir için yapılan çevirilerin, yeniden yaratmak olduğu rahatlıkla söylenebilir.
Tercüme Etmenin Zor Olduğu Diğer Çeviriler
Tercümesi Zor Diller
- Tercümesi Zor Diller: Çince, Arapça, Japonca, Hintçe, Korece gibi alfabesi ve dil bilgisi kuralları alışılmışın dışında olan dillerde çeviri faaliyeti yürütmek zordur. Bu diller, kendilerine özgü bir kültürel arka plan barındırır. Duyguların ifade edilişi ve algılar farklıdır. Bu farklılıklar hukuk, iktisat, sosyal ve kültürel alanlarda kendini gösterir. Özellikle teknik, hukuki ve edebi eser çevirilerinde; tercümanlar bu özgün şartları göz önünde bulundurarak iğne ile kuyu kazar gibi çalışmak zorunda kalır.
Web Site Çevirileri
- Web Site Çevirileri: Firmaların web sitelerinde paylaştıkları slogan ve spot sözcükler, yayınlandıkları kültürün izlerini taşır. Satışı ve bilinirliği artırabilmek için, site ziyaretçileriyle duygusal bağ kurmaya yarayacak yerel deyişlere ihtiyaç vardır. Bu nedenle çok uluslu şirketler, faaliyet gösterdikleri her ülkede aynı ton ve ana mesajı koruyan; ama farklı ifade edilen kampanyalar yapar. Yerelleştirme olarak adlandırılan bu süreç, bilgi ve deneyim gerektirir. Birebir çevirinin kullanılmadığı web sitelerinde, kültürün mizah anlayışına ve sempatisine hitap eden kelimeler bulmak için yoğun bir çalışma yapılır. Bu nedenle web site çevirisi de zor alanlardan biridir.
Hukuki Çeviriler
- Hukuki Çeviriler: Hukuk, terminolojisi yoğun ve anlaşılması için özel sözlüklere ihtiyaç duyulan bir alandır. Anadildeki hukuk mevzuatlarını dahi anlamak zordur. Bu nedenle; hukuk metinlerini çeviren tercümanın, dili çok iyi bilmenin yanı sıra hukuk mevzuatına da tam hâkim olması gerekir. Hukuki tercüme yapılırken metnin hitap ettiği kitle ve nerede kullanılacağı tespit edilerek, kelime ve terim seçimi yapılır. Ancak hukuk metinlerinde, hedef dilde karşılığı olmayan kelimeler olabilir. Karşılığı olan kelimelerin ise kapsamı farklı olabilir. Diğer yandan, hukuki metinlerin çevirilerinde yapılan hatalar, büyük kayıplara yol açabilir. Tüm bu sebepler, hukuk metinlerinin tercümesinde, tercümanların titizlik ve ciddiyetle çalışmasını gerekli kılmaktadır.