Yabancı Dil Öğreniminde Kelime Çalışması Nasıl Yapılmalıdır?
Yeni bir dil öğreniyorsunuz ve bu dil İngilizce mi? Muhtemelen siz de öncelikle çeşitli dilbilgisi kitaplarından ya da Internet ortamından dilbilgisi çalışmasına hatta büyük ihtimalle “zaman(tense)lar” konusuna başlamışsınızdır. Peki siz de birçok kişi gibi “Dil bilgisi konularına kitaptan/Internetten çalışıyorum ama yeteri kadar kelime bilmiyorum” diyor musunuz? O zaman sizi bu yazıya alalım. Öncelikle bu yazıda okuyacağınız naçizane öneriler, dil öğreniminde kelime çalışması için genel geçer bilgiler değildir. Bu tarz çalışmalarda öncelik, çalışan kişinin kendisini iyi tanıması ve iyi analiz etmesidir. Yoğun bir kelime çalışmasına başlamadan önce “Yazarak mı daha iyi anlıyorum, okuyarak mı”, “Görsel hafızam mı daha kuvvetli, işitsel hafızam mı” gibi soruları kendinize sormanız yararınıza olacaktır. Belki birkaç kere deneme-yanılma yöntemine başvurmanız da gerekebilir.
Yabancı bir dilde kelime çalışması dendiğinde en sık rastlanan öneri “kelime defteri tutmak” oluyor. Evet, kelime defteri tutmak güzel ve etkili bir yöntem, ancak bu defteri nasıl tuttuğunuz da alacağınız verimlilik açısından büyük önem taşıyor. Kelime çalışmasına başlamadan önce bu çalışmaya “kelime ezberlemek” şeklinde bakmamak kendiniz için yapacağınız en iyi şeylerden biri olacaktır. Kelimeleri ezberlemek, kısa vadede etkili bir yöntemdir ancak bir süre çalışmadığınızda ya da daha fazla kelime ezberlemeye başladığınızda bu kelimeleri unutma ihtimaliniz de çok yüksektir. Peki, bu kelimeleri ezberlemeyip ne yapacaksınız?
Kelimeleri ezberlemek yerine öğrenmek hem daha kalıcı hem de daha etkili bir yöntem olacaktır.
Kelime defterinin nasıl tutulması gerektiğine dair önerilerimize/fikirlerimize geçmeden önce hangi kelimeler kelime defterine yazılmalıdır konusuna kısaca değinelim. Yabancı dil öğrenimine sıfırdan başladıysanız mutlaka bir gramer kitabınız ya da düzenli olarak derslerini takip ettiğiniz bir Internet sitesi mevcuttur. Bu tarz matbu ya da online materyallerde, gramer anlatımını karmaşık bir hale getirmemek için nispeten daha basit, günlük, kolay kelimeler kullanılır (konu anlatımında ya da örnek cümlelerde) ve bu kelimeler genellikle tekrar eder. Gramer çalışmasına ayırdığınız sürenin hemen ardından bu materyalleri tarayarak sık tekrar eden, bilmediğiniz kelimeleri not almanız faydalı olacaktır. Bu kaynaklarda saptadığınız ve kelime defterinize not aldığınız kelimeler bittiğinde ne yapabilirsiniz? Seviyelerine göre ayrılmış İngilizce hikaye kitaplarından yararlanabilirsiniz. Elbette en düşük seviyeden başlamanız gerekiyor. Mevut gramer bilginiz okuduğunuz kitabı anlamak için yeterli olmayabilir ancak buradaki asıl amaç, en düşük seviyedeki nispeten daha basit ve günlük kelimeleri not almak. Gramer konusunda ilerledikten sonra bu kitapları okumanız, olay örgüsünü anlamanız açısından daha verimli olacaktır. Üstelik bu sefer kitapta geçen kelimelerin çoğunu da biliyor olacaksınız. Bu noktada dikkat edilmesi gereken iki konuya değinebiliriz: Birincisi, seçeceğiniz kitabın en düşük seviye olması önemli çünkü bu tarz kitaplar sadece gramer seviyesi değil, kullanılan kelimeler de göz önünde bulundurularak seviyelere ayrılıyor. İkincisi, bir kitabı bir günde bitirip hemen başka bir kitaba geçmek ya da bir günde gramer kitabının 30 sayfasını birden taramak pek de faydalı olmayacaktır. Yabancı dil öğreniminde kelime çalışması, zamana yayılması ve adım adım ilerlenmesi gereken bir alandır. Önemli olan günde bir kitabın kelimelerini çıkarmak değil, bu çalışmayı her gün düzenli olarak yapmaktır. Örneğin başlangıç olarak kendinize “her gün 15 yeni kelime” diye hedef koyup ilerleyen zamanlarda bu hedefinizi artırabilirsiniz. Bu çalışmayı düzenli olarak tekrarladıktan bir süre sonra kelimeleri pasif bilgi olarak zihninizde taşımaya başladığınızı fark edeceksiniz. Gördüğünüz birçok kelime için “Ben bu kelimeyi görmüştüm ama ne anlama geldiğini hatırlayamıyorum” diyor olacaksınız. Böyle durumlarda umutsuzluğa kapılmayın ve hemen kelime defterinize ya da bir sözlüğe başvurmaktan çekinmeyin. Zaten bir süre sonra bu kelimeler zihninizde aktif bilgi olarak bulunuyor olacak ve “Ben bu kelimeyi görmüştüm, şu anlama geliyordu” dediğinizi fark edeceksiniz.
Şimdi de kelime defteri tutarken nasıl bir yöntem izleyebileceğinize dair önerilerimize geçelim. Bu kısımdan sonrasında birkaç örnekle devam edeceğiz. Aşağıdaki tabloyu kelime çalışması yapan bir yabancı dil öğrenicisinin kelime defteri olarak varsayalım.
İngilizce | Türkçe |
buy | satın almak |
like | hoşlanmak |
case | durum |
nurse | hemşire |
Yukarıdaki tabloda, İngilizce kelimelerin direkt olarak Türkçe karşılıklarının yazıldığını görüyoruz. Şimdi bu kelimeler üzerinden giderek kelime defterimizi yukarıdaki örnek dışında ne şekilde tutabileceğimize bir göz atalım.
- Kelimelerin direkt olarak Türkçe karşılığını yazmak, ister istemez sizi ezber sistemine itebilir. Bunun yerine kelimelerin İngilizce tanımlarını yazabilirsiniz. Bu tanımları yazarken karşınıza çıkan bilmediğiniz yeni kelimeler de kelime defterinizin yeni üyeleri olabilir. “Buy=satın almak” demek yerine “Buy=to get by paying money” şeklinde kısa fakat açıklayıcı tanımlar yazabilirsiniz. İngilizce öğrenmeye sıfırdan başlayan biri olarak bu yöntem sizi biraz zorlayabilir ancak sıkı bir çalışmayla daha etkili olacağını göreceksiniz.
DİL ÖĞRENİRKEN NASIL ÇALIŞMALI ?
Türkçede olduğu gibi İngilizcede de her kelimenin tek bir anlamı yoktur. Gramer kitabınızda, ders çalıştığınız online platformda veya kelime çalışması için yararlandığınız İngilizce hikaye kitabında bir kelimenin yalnızca tek bir anlamıyla kullanıldığını görebilirsiniz. Ancak ilerleyen zamanlarda bu kelimeye farklı bir anlamıyla rastlarsanız biraz kafa karıştırıcı olabilir. Örneğin “I like this movie” ve “You look like my sister” cümlelerinde “like” kelimesi aynı anlama gelmemektedir. Bu noktada öncelikle her bir kelimeye Türkçede tek bir anlam yükleme eğiliminden kaçınmalı, bir kelimenin birden fazla anlama gelebileceği fikrini her zaman aklınızın bir köşesinde tutmalısınız. Kelime defterinizde her bir kelimenin öğrenebileceğiniz yeni anlamları için boşluk bırakmayı unutmayın. “like=hoşlanmak” yerine “like=to find pleasure in someting; similar or similarly to somebody or something” şeklinde bir yol izleyebilirsiniz. Hatta belki her yeni tanımı farklı renk bir kalemle yazarak hem tanımları birbirinden ayırmış olursunuz hem de defteriniz gözünüze daha renkli, daha canlı görünmüş olur.
- İngilizcede her kelimenin tek bir anlamı olmayabileceği gibi birden fazla kelime Türkçede aynı anlama geliyor da olabilir. Yani burada devreye eşanlamlı kelimeler giriyor. Elbette defterinize not edeceğiniz her kelimenin eşanlamlısını araştırmak ve bunları yazmak oldukça zor olacaktır. Ancak karşılaştığınız yeni bir kelimenin daha önce defterinize not ettiğiniz başka bir kelimeyle eş anlamlı olduğunu fark ederseniz bunu hemen o kelimenin yanına not edebilirsiniz. Böylece aynı anlama gelen kelimeler için yeni tanımlar, notlar yazmanız gerekmez; hepsi aynı yerde toplanmış olur. Diyelim ki “buy” fiilini daha önce “buy=to get by paying money” şeklinde defterinize not almıştınız. Sonra bir yerde “purchase” kelimesi ile karşılaştınız ve anlamını öğrendiğinizde bu iki kelimenin eşanlamlı olduğunu fark ettiniz. “Purchase” kelimesi için başka bir kısım ayırmaktansa bu yeni kelimeyi “buy=to get by paying money (purchase)” şeklinde defterinize ekleyebilirsiniz.
- İngilizcede bazı kelimeler, hem fiil hem de isim görevi görebilir. Sizin başta isim olarak karşılaştığınız bir kelime, başka bir yerde karşınıza fiil olarak çıkarsa panik yapmayın. Kelime defterinizde bu kelime için hemen yeni bir not alın: isimler için (n), fiiller için (v) şeklinde küçük notlar ekleyerek bu sorunu kolayca çözebilirsiniz.
- Bazı kelimelerin tanımları size fazla karışık gelebilir. Böyle durumlarda İngilizce tanımı yazdıktan sonra kelimenin yanına Türkçe karşılığını da bir hatırlatma olarak not alabilirsiniz. Hatta belki bunu bir kurşun kalemle yapıp ilerleyen zamanlarda bu Türkçe karşılığı oradan silip kendinizi ne kadar da geliştirdiğinizi kendi gözlerinizle görebilirsiniz. Eğer Türkçe karşılıklarını yazmak istemezseniz bu kelimenin kullanıldığı bir örnek cümle ekleyebilir, örnek cümle sayesinde kelimenin ne anlama geldiğini hatırlayabilirsiniz. ” simultane tercüme hakkında bilgi almak için tıklayınız”
Yukarıda verdiğimiz önerileri toparlayıp önemli noktalara son kez değinelim. Öncelikle tekrar hatırlatmak isterim ki yukarıda söylediklerimiz birer zorunluluk değil, sadece size ilham olabilecek önerilerdir. Şimdi, yukarıda verdiğimiz önerilerden hepsini takip edeceğinizi varsayalım. Kelimelerin yeni anlamları için boşluk bırakın, kelimenin direkt Türkçe karşılığı yerine İngilizce tanımını yazın, vs. dedik. Dolayısıyla büyükçe bir deftere ihtiyacınız olacak gibi görünüyor. Eğer kelime defterinizi her zaman yanınızda taşımak istiyorsanız belki küçük ama kalın bir defter tercih edebilirsiniz. Kelimeleri aralarında boşluk bırakmadan alt alta yazmak yerine defterinizin boyutuna göre bir kelimeye yarım sayfa ayırabilirsiniz. Hem örnek cümleler hem de kelimenin yeni öğreneceğiniz anlamları için yeriniz olmuş olur. İsteğinize göre kelimeleri alfabetik sırayla yazabilir ya da herhangi bir gruplama yapmadan rastgele yazabilirsiniz. Kelime defterinizi renkli kalemlerle zenginleştirip hatırlamakta çok zorlandığınız kelimeleri fosforlu kalemle işaretleyerek defterinizi kişiselleştirebilirsiniz. Ancak “tek bir renkle yazılmış bir defter benim daha çok dikkatimi çeker” derseniz elbette bu size kalmış bir şeydir. Burada önemli olan kelime çalışmasını kendiniz için keyifli hale getirmektir. Yabancı bir dilde yeni kelimeler öğrenmek, merak işidir. Gördüğünüz her yeni kelimeyi araştırıp kelime defterinize not ederek ve bunu düzenli olarak yaparak kelime çalışmanızda hızla ilerlediğinizi göreceksiniz. Elbette kelimeleri deftere not edince iş bitmiş olmuyor. Kelime defterinizi her gün düzenli olarak şöyle bir gözden geçirmeyi de unutmayın.