Yapay Zekâ ve Çevirmenliğin Geleceği
Yapay zekâ ve çevirmenlik tartışmaları, arama motorlarının nöral çeviri hizmeti sunmaya başlamasıyla birlikte daha görünür bir hâle geldi. Yazının henüz icat edilmediği dönemlerde dahi, ticaret kervanlarında çeviri yapıldığı biliniyor. Çevirmenlik tarihinin bu kadar eskilere dayanmasına rağmen, son 20 yılda teknoloji alanında atılan adımlar çevirmenliğin geleceği konusunda endişelere neden olmaya başladı. İnsanlık tarihinde büyük değişimleri beraberinde getireceği tahmin edilen yapay zekâ teknolojisinin, çevirmenlik mesleğinin geleceğini tehlikeye atıp atmayacağı büyük bir merak konusu. Bu konuda ileri sürülen farklı görüşler mevcut.
Bilgisayar Destekli Çeviri
Bilgisayar destekli çeviri, çevirmenlerin tutarlı bir terminoloji dili geliştirmesine yardımcı olmaktadır. Eskiden çevirmenler büyük ve kalın sözlüklerle çalışırken, günümüzde çeşitli bilgisayar programları sayesinde aynı işi daha kısa zamanda tamamlayabiliyorlar. Bu noktadan bakıldığında, yapay zekâ teknolojisinin çevirmenlik mesleğine katkısı yadsınamaz. Teknolojik gelişmelerin çevirmenlik mesleğinde yarattığı etkiyle birlikte, çeviri hizmetleri daha kaliteli bir forma ulaşmıştır.
Dil Canlı Bir Organizmadır
Dil canlı bir organizmadır, sürekli olarak kendisini geliştirir. Yıllar içerisinde dile yeni kelimeler ve deyimler katılır. Günün ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde imla ve yazım kurallarında değişiklikler yapılır. Yapay zekâ teknolojisinin, dilin canlı yapısıyla uyum sağlayamayacağı konusuna dair görüşler bulunmaktadır. Henüz dil sözlüğüne dâhil edilmemiş yeni bir kelime, günlük dilde kullanılmaya başlanmış olabilir. Yapay zekânın dildeki yeni gelişmelere hızla ayak uyduracak bir kapasiteye sahip olup olamayacağı belirsizliğini korumaktadır.
Çeviride Hedef Kitle Ve Üslup
İnsanlar tarafından yapılan doğal çevirilerde, kaynak dilin hedef kitleye uygun bir şekilde aktarılması söz konusudur. Bu aktarım sırasında, hedef kitlenin çeviriyi en iyi şekilde anlamasını sağlayacak doğru kelimelerin seçilmesi ve bazı yerelleştirme kriterlerinin sağlanması gerekir. Günümüzde kullanılan büyük veri tabanına sahip yapay zekâ çevirilerinde ise, çeviriler ağırlıklı olarak kelime kelime yapılmaktadır. Kelime kelime yapılan çevirilerde anlam kaybı büyük olmakta ve bağlamından kopmuş yanlış çevirilerin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Özellikle Türkçe gibi, anlamak için kelime bilmekten çok daha ötesine ihtiyaç duyulan dolaylı anlatıma sahip dillerde, yapay zekânın istenen performansı göstermesi çok daha zordur. Diğer yandan; yazılı çeviri söz konusunda olduğunda üsluba özenilmeyen, yavan bir çeviri ortaya çıkabilir.
Örneğin, “Zerdüşt bunu söyledi” çevirisi ile “Zerdüşt böyle buyurdu” çevirisi arasındaki fark ancak insanlar tarafından anlaşılabilir. Ya da Shakespeare’ in yazdığı ve Hamlet oyununda geçen ünlü tiradındaki “to be or not to be, that is the question” ifadesi Türkçeye çevrildiğinde “olmak ya da olmamak, işte bütün mesele bu” şeklinde karşımıza çıkmaktadır. Ancak Can Yücel, bu tiradı “bir ihtimal daha var ölmek mi dersin” şeklinde çevirmeyi tercih etmiştir. Çevirmen, yaptığı çeviriyle metni yeniden yazan kişidir. Dildeki gizemli yapılar insanlar tarafından algılanabilir. Yapay zekânın yapacağı çevirilerde duygusal derinliğin hissedilmediği yavan metinlerin ortaya çıkması muhtemeldir.
Mecazlar, yerele ait söylemler ve anlatıma özgü ifadeler insanlar tarafından algılanabilecek unsurlardır. Sözlü çeviride yapay zekânın kullanılmasındaki artış, ses tanıma teknolojilerinde yaşanan gelişmelerle birlikte gözlemlenebilir. Ancak yine de, sözlü çevirilerde dilin daha kuralsız ve dinamik olması nedeniyle aktarımı çok daha zordur.
Teknik Çeviriler Hata Kabul Etmez
İçerisinde insan unsurunun bulunmadığı, sadece yapay zekânın dâhil edildiği çevirilerde hatalar ortaya çıkabilir. Teknik ve hukuki çeviriler gibi hatanın kabul edilemeyeceği çeviri alanlarında sadece yapay zekâ ile çalışmak geri dönüşü olmayan sorunlara yol açacaktır. Yapay zekâ teknolojisinin çevirmenlik mesleğine daha fazla dâhil olmasıyla birlikte, sık karşılaşacağımız konulardan birinin post editing (makine çevirisi sonrası düzenleme) olacağını öngörebiliriz. Yapay zekâ her ne kadar çeviri faaliyetlerinde aktif olarak yer alsa da, sonrasında çevirmenlerin düzenlemelerine ihtiyaç duyacaktır.
Ucuz Çeviri İçin Yapay Zekâ Kullanımı
Dilin canlı yapısına rağmen yapay zekâ çevirilerinin yaygınlaşması da mümkün. Daha ucuz olması, yapay zekâyı tercih sebebi hâline getirebilir. Özellikle yayınevleri, kitap çevirilerinde tercihini yapay zekâdan yana kullanabilir. Böyle bir durumda, tek tip ve yavan bir dile sahip kitaplarla daha sık karşılaşabiliriz. Ana dil kullanımının zayıf olduğu metinler söz konusu olduğunda çevirmenler, gerektiğinde işe metni düzeltmekle başlar ve sonrasında çeviri işlemine geçer. Ancak makine çevirilerinde bu mümkün olmayacağından, çeviri kalitesi bir hayli düşecektir. Diğer yandan, yapay zekâya dili öğretmektense insanlara yapay zekânın anlayacağı şekilde konuşmayı öğretmek de mümkün olabilir. Böyle durumlarda sözlü çeviri için yapay zekâ kullanılabilir.
Yapay Zekânın Gelişimi İçin Çevirmenlere İhtiyaç Var
Yapay zekânın gelişimi çevirmenlere rağmen değil, çevirmenlerle birlikte sağlanabilir. Çeviri mesleğinde yapay zekânın yaygınlaşabilmesi için yapay zekâ mühendislerinin, dil bilimcilerin ve çevirmenlerin birlikte çalıştığı ekiplere ihtiyaç vardır. Yapay zekâ, çevirmenlik mesleğinin geleceğinde yeni bir iş alanı olarak karşımıza çıkmaktadır.
Yapay zekâ ve çevirmenliğin geleceği söz konusu olduğunda, sektörde yeterliliği bulunmayan çevirmenleri zor günler beklediğini söyleyebiliriz. Yapay zekâ, çevirmenliğin geleceğinden ziyade işinin gerekliliklerini yerine getirmeyen çevirmenlerin sektörden elenmesini sağlayacaktır.